ANTİKİTE SPAZMI
Bir şiir bir intihardır bazen
Şairler azmettirici
Ölümündeki etik acı,
sığmıyor sözcüklere
Göğsünü kemiren o dişi kurtçuk,
her ısırıkla birkaç düzine daha çoğalıyor
Fikrî ötanazi popülasyonu bu hızla artan
Bahçende açmayan patlıcan çiçeği
Artık kokmayan güller
Sarı ışığın altındaki sohbetler
Seni ayakta tutan ideal zihnin pasını ne sanmıştın!
Çıplağım – çıplaksın
kumaşlar yaraları giydirmek içindir
Siyah torbalarda sakladığın başka hayat ihtimalleri de
Zinaya dahil midir?
İçindeki celladın önüne geçilmiyor bazen
Keskin gerçekliğiyle başını vuruyor düşlerinin
Amerika Amerika olalı böyle tolerado görmemiştir muhakkak
içine bakılsaydı oysa aleniydi
basit bir röntgen aplikasyonlu kalp ile…
Hâlbuki hiç utanmadın
Asla saklamadın da
Bağır bağır bir sessizlikle ulu ortaydı işte içi kurtçuk dolmuş yaraların
Celladın vurdukça içi boşalmış yarınların
Sen çık
Sen de çık
Bu odada sadece İskandinav erkekleri kalsın
Cesedimin onların acıtan, kanatan, salt ve soğuk, eril bir mücadelenin doğumu;
kuzey tanrılarına ihtiyacı var
Yeni bir yem daha vermeyin ona,
beni masallara inandırmayın
Baltanın ucundan hâlâ akan kan doyurmaz mı besiye çektiğiniz sadomazoşistleri
Uyandırın
Kalk
İşte vardığın ütopya ve uğruna milyonlarca kelime kurban ettiğin her yeniden doğum bayramında
o müthiş liman,
o petrolsüz cennete geldik
Kalk!
Bana deliler ve acısını gururla taşıyanlar inanacak
Biraz daha glütensiz ekmek banmak istemediğim illüzyon gerçekliğinizden uyandım işte
sen de,
Kalk!
Yanımda ezginler ve onurlu Ksanthos’lular olacak
Kazanıp, Zafer Takına çıkmayı ret eden o asil kaybedenlerden olacağız
Elimde balıketli, antik Yunan güzellerinin yumuşak kıvrımlı ayaklarıyla ezdiği
Kan kırmızı şarabımla
Hala kalbi olanların arasında yürüyeceğim
O gün her birimiz dostum, diriliş günündeki İsa’lar gibiyiz
Başımızda ışıldayan bir hale gibi aşk
Ellerimizde en iyi şiirlerimiz ve kadınlarımız
Dionysos bile eğlencemizi kıskanıyor
Kaderden değil mücadeleden gelir güzelliğimiz
- yüzyıl beton ormanının Tarzan ve Ceyn’i olmaktan sıyrılmışız
Vahşi hürriyetimizle ağız dolusu gülüyor
Neşeli şarkılar söylüyoruz hülyalı, sesimiz odeion içinde yankılanıyor
Kalk!
Çünkü ölümündeki etik acı
Sığmıyor sözcüklere
Beden de anlamın bir kaidesi, ta kendisi
Varlığının sancısı, ömrümün törpüsü
İlelebet süren bu rüyanın
Ve tam da bu sebepten mutlak bir gerçek olduğunu
Sakla şimdi celladından
ki
Kalk!