Tecrit | DÜZEN
10778
post-template-default,single,single-post,postid-10778,single-format-standard,edgt-core-1.2,ajax_fade,page_not_loaded,,hudson-ver-3.1, vertical_menu_with_scroll,smooth_scroll,blog_installed,wpb-js-composer js-comp-ver-6.0.5,vc_responsive

DÜZEN

Sahi bu senin kaçıncı gökyüzün?
Düğümlerini gölgelerden sökemediğin için kimleri cezalandırdın?
Anlat bana bu benim kaçıncı yalanım gerçekleri öğütüp sindiren?
Artık anlam yok, bu kez ölmüyoruz ama doğmuyoruz da.
Varız şimdi, ama buradan sonrasına uzanır mıyız bilmiyorum.
Ben bu düzeni sana sırtımda getirdim,
Savaşlardan kaçırdım, nedenlerden arındırdım.
Kimsesiz bıraktım ve teslim ettim.
Bir tek teslim olan kaldı,
Bir de yağmurlu günlerin romatizmal ağrısı.
Avucumda büyüttüğüm ateş ellerimi yaktı,
O yüzden notalarım sese dönüşmüyor şimdi ve duruldu aklım
Sahi bu benim kaçıncı şarkım?
Kimsenin dinlemediği, benim söylemediğim?
Hormon kavgaları ve izmaritini yakan sigaralar.
Şehrin çıkışını tutan antimilitarist hatıralar
Bir yerden başka bir yere giderken hatırlanan, sahipsiz, kimsesiz düşünceler.
İyi hissetmenin eşiğinde verdiğim savaşlar
Kendim şimdi ne uzak, gelmek biraz dağınık bana
Kaç kalp atışı uzakta kulağıma fısıldanan adlarım?
Bu bizim kaçıncı bilgimiz, gecelerimizi aydınlatan?
Biz karanlığı devradık
birbirlerini parçalarcasına sahiplenen insanların yalnızlıklarından.
Bir kelebek acelesiyle yazıyorum bunları,
Bir korku filminin son onbeş dakikasından.
Kök salmış göçebeliğim sınırların dünyasına
Kapısı aralanmış kelimesizliğin, korkmuşum, girememişim
Kefaretini ödedim geç kalmışlığın
zaman şimdi yalnızca kendini eskitecek.

0 Yorum
Paylaş
Etiketler:
Yorum Yok

Yorum Yaz