Tecrit | Tuğba MARTİN şiiri Tecrit Edebiyat'ta
Tuğba MARTİN Tecrit Dönemi edebiyatının en çalışkan kalemlerinden biridir.
Şiir,Türk Şiiri,Edebiyat,Türk Edebiyatı,Aşk Şiirleri,En güzel şiirler
11113
post-template-default,single,single-post,postid-11113,single-format-standard,edgt-core-1.2,ajax_fade,page_not_loaded,,hudson-ver-3.1, vertical_menu_with_scroll,smooth_scroll,blog_installed,wpb-js-composer js-comp-ver-6.0.5,vc_responsive

TARLA

Sevgilim;

 

Türküler bizim memlekette âşıkların yasıdır.

Ağıttır dedemin gönlündekine ağladığı.

Bir bağlamaya gem vurulmaz bilirim.

Lakin biri değerse bam teline

Yüreklere gam düşer yine bizim oralarda.

Dağlar denize karışır,

Bulut bahane olur,

Gözyaşları yağmurda yıkanır.

Bir hayal olmayacağa dönüşür, korkarım.

 

Sevgilim,

Rüyamda gördüm seni.

Atlar dörtnala koşuyordu tarlamızda.

Benim eteklerim uçuş uçuş,

Senin gözlerin inadına mavi.

Vuslat alnından öpülesi bir gelindir şimdi.

Gelinler, sana ait olduğum için beyazdı.

Anımsarsın,

Yaza öykünen bir güz akşamı sana vardımdı.

 

Bozkırında yankılanırken bozlakların tınısı,

Uzaklardan pancar motorunun homurtusu duyulurken.

Buradaki bir dalganın kabaran hırsına rağmen

Tek tekçide alıverdiysek soluğu

İçeceğiz.

Hem nasıl, nasıl, nasıl!

Üstelik sarhoş olmayacağız.

Sadece sarılacağız.

 

Çok düşündüm sevgilim,

Çok düşünmenin inadı neyse ki yüreğimden geçti.

Yerine sevmenin nahifliği yerleşti sen göğsüme ilişince.

Başının ağırlığı omzumdakilere benzemiyordu.

Nicedir almayı özlediğim soluk, başını da yükselttiğinde dudaklarıma değiyordu saçların.

Seni uyurken de öpmek madalyam olacaktı.

Hiçbir düşünce bu denli güzel değildi fikrimce.

Tüm karabasanlara inat

Sevebildik ya birbirimizi,

Bahçemdeki güller açtı.

Coştu şehrin bizi kıskanan âşıkları.

Penceremdeki topal serçe ayaklandı.

Erik c/ana geldi,

Yaşamak ülküsü tüm ölümleri yendi.

Öyle bir tarla düşün ki

Düşün ki o tarlayı,

Ortasında tek göz oda,

Beraberinde bir kuru lokma, ama karşımda oturan sen…

Bağdaş kurmayalım da ne yapmalı?

Sevişmeli.

Sevişmeli.

Hem nasıl, nasıl, nasıl!

Artık hak etmedik mi?

 

Hiç doğmayacak çocuğumuza mektuplar biriktirdim.

Mavi gözlü, akça pakça bir oğlandı.

Adı aşktı.

Aşktı işte adı.

Sanırım koştukça bana benzerdi adımları.

Sen kollarını ikimize birden açardın.

Devirirdik endamını tarlamızda.

Hiçbir ihtilal bu denli güzel değildir kanımca.

Değildir değil mi?

 

Sevgilim;

 

Tüm dinlerin Tanrıları şahidim, dillerin tüm kelimeleri andım olsun ki

Seni kendime yar ettim.

“Ah” çektiğin yıldızlı bir akşam sen diledin, ben oldum.

Say ki u/mutlu bir doğumdum.

İyisi mi bunun adı aşk olsun.

Gözleri sana, adımları bana benzeyen…

 

Bizim için türküler biriktir, biriktir türküler bana.

Vakit hayli uzun, özlem uzunca olacak bu sefer.

Sadece seni düşünmeliyim.

Ki ben, hiçbir türküyü dünyanın en güzel sesinden dinlememiştim.

O uçsuz bucaksız,

Allı güllü tarlamızda…

 

 

0 Yorum
Paylaş
Yorum Yok

Yorum Yaz