Tecrit | ZEYTİN’İME DOKUNMA BAŞKAN
10687
post-template-default,single,single-post,postid-10687,single-format-standard,edgt-core-1.2,ajax_fade,page_not_loaded,,hudson-ver-3.1, vertical_menu_with_scroll,smooth_scroll,blog_installed,wpb-js-composer js-comp-ver-6.0.5,vc_responsive

ZEYTİN’İME DOKUNMA BAŞKAN

Zeytin ağacına yapılan nankörlük.

 

Zeytin ağacını anlatmaya gerek duymadım, herkes az veya çok zeytin ve zeytin ağacını biliyor. Benim anlatmak istediğim zeytine göz göre göre yapılan nankörlük. Nedenini hala bilmiyoruz. Belki de biliyoruz, acaba duyarsız mı kalıyoruz? Ben çok güzel bir coğrafyada, tabiatın bize sunduğu, bağışladığı bir yerde, zeytin ağaçlarının bol olduğu Edremit’te yaşıyorum. Üzülerek görüyorum, ağaçların kesilip, sökülerek yerine beton yığını inşaatlar yapıldığını. Yüzlerce yıllık zeytin bahçelerinin olduğu yerlere imar izni veriliyor; siteler, evler yapılıyor.

Bazen doğa gezisi yapmak için köylere, zeytin bahçelerin olduğu yerlere yürüyüşe giderim. Gördüğüm manzara içimi sızlatıyor. Neden mi, bizler insan olarak zeytin ağaçlarına bilerekten nankörlük yapıyoruz. Bakımsız ağaçların dipleri çöplük olmuş, kamyonlarla enkaz moloz dökülmüş, beton çırpıcı araçları artakalan betonları ağaçların dibine dökmüşler. Sahipleri tarafından vurdumduymazlık, boş vermişlik, bakım yapmazlık ile başıboş kalmış ağaçlar. Gördükçe üzülüyorum, biz neden böyleyiz?

İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkeleri duyuyorum, okuyorum. Zeytin ve zeytin ürünlerinde dünyanın önde gelenleri ve de çok başarılılar. Coğrafi olarak aynı şartlarda olmamıza rağmen hatta daha güzel iklime, havaya, suya, doğaya sahibiz ama olamıyoruz onlar kadar iyi seviyede üretici ve zeyine saygılı.

Neden zeytin ağaçlarına nankörlük ediyoruz, iyi bakarak çoğaltmamız gerekirken; neden kesiyoruz, söküyoruz, tahrip ediyoruz? Bu bizimle alakalı değildir ama bizlere ağaç sevmeyi, ağacın insanlığa ne gibi faydaları var anlatmıyorlar. Hâlbuki zeytin ve zeytin ürünleri her insana su gibi yaşamına katkı veren ihtiyaçlardandır.

Zeytin bir kültürdür, miras olarak toplumlar birbirine aktarmalıdır. Yaşadığımız coğrafya, bu kültürün en önemli taşıyıcısıdır. Romalılar, Antik Yunanlılar, Antik Mısırlılar, Sümerler ve daha nice gelmiş uygarlıklar zeytinin edebiyatını, felsefesini ve birçok sanatını icra etmişlerdir, şarkılarına ve de türkülerine katmışlardır.

Sıra bizde, coğrafyanın yeni sahipleri olarak zeytine ve kültürüne sahip çıkıp, gelecek nesillere bu kültürü başta edebi sanatlarla olmak üzere görsel ve işitsel olarak aktarmalıyız.

Zeytin Edebiyat Ödüllerini artık Edremit mi verir, Gemlik mi verir, Altınözü mü verir tartışmaları olmalı.

“Zeytin Dalı” uzatıyorum evrene.

0 Yorum
Paylaş
Etiketler:
Yorum Yok

Yorum Yaz