YUSUF İLE MERYEM
Buraya bakın koca koca adamlar, kalantorlar, kara ceketliler
Hepinizin parmak izlerinde ölüm kokusu
Merhamet yoksunu gözleriniz
Silivrinin kuyusuna attınız Yusufumu
Meryem kapılarda dua ağacı
Buraya bakın koca koca adamlar, izbandutlar, kaşları çatıklar
Hepinizin alnında kara lekeler
Şefkat yoksunu kalpleriniz
Eskişehirin zindanına attınız Yusufumu
Meryem demir parmaklıklarda umut ağacı
Buraya bakın koca koca adamlar, sırmalı üniformalılar
Ne de çok yakışıyordu Yusufuma bunlar
Siz giydiniz ondan çıkarıp
Ben ölseydim onun yerine
Beni tutsak alsaydınız onun ölümüne
Bana bakın koca koca adamlar, bastığı toprak kuruyanlar
Ellerinizi yıkamadan uyuyun, rüyalarınız kan gölü
Bana bakın koca adamlar,
Yusuf’um burada, orada ve de her yerde
Sizler bir bir karanlığınızda kaybolurken
O her güneş doğuşunda yeniden uyanacak adalete
Bana bakmayın siz koca koca adamlar,
Ben Yusufumun baktığı yüze, baktırmam size