KUŞ BAKIŞI
Derinlik, kuş bakışı kadardı.
Balkona çıktığını gördüm en son ve ardından aşağıya kendini kuş bakışı bırakışını.
On birinci katta oturuyorduk, yer zemindi. Düştüğün an ölümü hissetmezdin, acıyı da, hatıraları da, film şeridini de ve çarpma anını da. His olmazdı, düşünme de, son bakışı da ve daha neler neler olmazdı. Balkon demirine sırtını dayamıştı dışarıdan ve elleriyle tutuyordu demirden, nedense ölüme atlayacak olan biri yine de kendini bir parça güvende hissetmek için bir güvence arıyormuş demek ki ya da son bir veda eksik kalmasın diye kazara düşmemek için de tutulmuş olabilir o korkuluk demiri. Yüzü yeni badanası yapılmış ev tavanı gibiydi, elleri aksiydi yani hayat dolu bir pembelik ve kanın akışını gösterir incelikte derisi vardı. Sarı saçları kireç yüzünü okşuyordu, picassonun tualini boyar gibi incelikle fırçalıyordu. Gökte asılı duran kargalar izliyordu, acaba uçacak mı insan, diye. Uçmayacaktı, yere çakılışını izleyecektik hep beraber. Şaşırmayacaktı kuşlar, insan da şaşırmaz buna ama ilginç bir duygu oturacaktı içimde. Bir kopukluk olacaktı iç organlarımda, mideme devasa bir uçurum dolacaktı, alacağım soluk yutulmuş jilet gibi keserek inecekti boğazımdan. Kapıyı açtığımda görmüştüm bu anı ve atamadım bir adım ama o bir adım attı ve kayboldu. Kollarını açtı ve uzandı oksijen yatağa hezarfen cesaretiyle. Parmak uçları çok inceydi, kalem gibi alıp yazasım gelirdi. Bugün kırmızı elbisesini giymiş, kaç defa demiştim üstelik çok açık bunu giyme diye. Bak ölünce işte her tarafın gözükecek, demedim mi ama. Hiç dinlemedi beni, ben çok dinlerdim onu ama hiç anlamazdım doğrusu.
Çok da anlaşılmaz biri değilmiş aslında. Öyle bir gideceğim ki aramızda sadece bir adım olacak ama sen dokunamayacaksın bile demişti. Dediği de oldu yatay olarak aramızda sadece bir adım vardı ve dokunamıyordum dikey on bir katlık mesafeden dolayı.
ŞERİFE AÇIKGÖZ
Benim de zaman zaman aklımdan geçirdiğim, üzerine düşündüğüm olguları yazınızda buldum. Karşılaşmamıza sevindim Ahmet Bey.
TECRİT EDEBİYAT
Beğenmenize sevindik. Yazarımızı takipte kalın.
Görkem EŞİYOK
Harika bir hikaye olmuş. Tebrikler Ahmet Bey