ROSANYA VE GÜL
Ölüm birden boşalmasıdır insanın, kendisinden.
Atilla İlhan
Karıncalar uyanıyor…
Damlayan su, mermerin alnında sıcak namlu
Kibrin heykeline konan güvercin kanamalı hasta
Atlasımda bir çimdik yağmur
İlmeği ıslanıyor dargın dar ağaçların
Çimenlerin kırık kalp tamirinden geliyor bahçevan
Yaşattığın kadar kine doyacaksın diyor meczup
Uskumru, denizin akıllı kumrusu sanan uykusuz bir damla kurudu
Ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinde.
Başaklar kanıyor…
Nihayet bir bir çözülüyor bulutun taneleri zincirin sızılarından
Çatısı uçuk bir evin yüzündeki eskiz gülümseme yavanlığında
Her kul aklı kadar kusur içerir hatalarında, üstü kalsın, köpük
O esmer, güneş kavruğu çingene kızının ah’ı koynumda muska
“Kapısı gıcırdasın kalbinin” derdi “menteşesi kopsun da giren çıkan bir birine çarpsın”
Kedisi yağmalanmış bir şehrin kıyısında bekler
Rosanya Ölüm mavisi dudaklarında, kül soluğu kuzgun dili saklanır
Romanya çingenesi, Bükreş İstanbul hattının Yedikule durağında
Kumru, göğün aklı eksik uskumrusu sanan uykulu bir hava kabarcığı yaşardı
Gölgesi çekiliyor damarından dünyanın…
Acının enkazına tünek kırlangıç yuvası
-Kar yanığı içinde bahara bahara bağırıyor
Kebikeçlerin vurulması bu yüzden Rosanya
-Resimlerini kitaplar içinde unutkanlığım
Küflü büyüleri bozulacak kırılgan paslı kilidi mahzenin kuytu kuyusunun suyunda
Kurbağanın çarpık dudakları uzanır
Nergisinden Krizantemine Rosanyamın
Ölüm, sorunun bilmediğin yerden çıkmasıdır.