Tecrit | Zeynep Bilgiç
Zeynep Bilgiç'in yazıları artık Tecrit Edebiyat'ta
Zeynep Bilgiç,Deneme,Edebiyat,Türk edebiyatı,Tecrit Edebiyat
10619
post-template-default,single,single-post,postid-10619,single-format-standard,edgt-core-1.2,ajax_fade,page_not_loaded,,hudson-ver-3.1, vertical_menu_with_scroll,smooth_scroll,blog_installed,wpb-js-composer js-comp-ver-6.0.5,vc_responsive

YORGUNUM

Uyunulmamış bir gecenin aydınlanmakta olan sabahını izliyorum. Kendime vaad ettiğim güzelliğin mutluluğuyla sarhoşum biraz. Hiçbir şey umurumda değil şimdi. Kesiklerimi sardım, yaralarımı öptüm. Bulutların ardındaki cılız ışığını yansıtan güneşi selamladım. Bunu tanıyorum elbette, sahte olmasına inanmak istemediğim bir güzel ruh hali. Beynimin içinde İsmail Abinin pullu takım elbisesi gibi renkli bir şenlik var. İnanıyorum. Rüyalar gerçek olabilir. Bir el uzatıldığında, tek tek parmaklar avuç içini kaplayana dek teker teker sarılır. Dibi tanıyanı yokluğuyla korkutamaz kimse ama varlığıyla karanlığa bir mum yakabilir. Yeni bir yol çizdim kendime bugünlük. Ama bugünlük tabi, söz vermenin manası yok, çünkü ihtimaller hiç susmaz. Ramazanda pide kuyruğu oluşturmuşlar gibi bir düşünce silsilesi var ki hiç sorma. Her neyse. İhtimaller, çelişkiler, sözler, umutlar, pek bir karışık işte. Ama bu seferlik beraat ettirdim kendimi. Parmak uçlarımın ulaşamadığı her ne var ise, onu avuçlarımın arasına alacağıma inandım. To be continued… Fakat ne zaman bilmiyorum.

0 Yorum
Paylaş
Etiketler:
Yorum Yok

Yorum Yaz